Mittwoch, 13. Juli 2011

Anayasa Mahkemesi Süryanice soyadını ırkçı maddeyle reddetti


Anayasa Mahkemesi, soyadlarını ‘Bartuna’, ‘Amno ve ‘Hadodo’ yapmak isteyen Süryani şahısların talebini 1934 tarihli soyadı kanunundaki ‘ırkçı’ gerekçeyle 8’e karşı 9 oyla reddetti.

Anayasa Mahkemesi; Türkiye’de Kürtçe, Ermenice, Süryanice soyadları alınamayacağı yönünde karar aldı. Karar Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Başkanvekili Osman Paksüt başta olmak üzere 8 üyenin muhalefetine rağmen 9 oyla alındı. Anayasa Mahkemesi, İsviçre’de yaşayan ve 2009 yılında “Ay” soyadını kullan bir vatandaş Süryanice “Tuna ailesi” anlamına gelen “Bartuma” soyadını kullanmak istemesine izin vermedi. 8’e karşı 9 oyla alınan kararda, soyadı için ulus devlet vurgusu yapılması dikkat çekti. İptal kararı alınmasında etkili olan çoğunluk görüşünde, iptali istenen yasa maddesi için şu değerlendirme dikkat çekti:

‘Ulus bütünlüğü’ gerekçe yapıldı

“Yasa koyucu kural ile birleştirici, bütünleştirici, çoğunluğun içinde azınlığın hak ve hürriyetlerinde ayrımcılık yapılmasını engelleyen, ulusal aidiyet ilkesi içinde anayasal birliktelik altında aynı topraklarda ve ortak atmosferde yaşayan vatandaşlar yönünden ulus kimliği ve dili altında toplanan bir dil kimliği anlayışı getirmiştir. Ulus bütünlüğünün algılanabilmesi ve aynı iklimde yaşayan insanların tasa ve kıvanç ortaklığı, koruma, kollama, yardımlaşma duygularının devamlılığı ve birbirlerine karşı yabancılaşmalarının önlenmesi nedeniyle yasa koyucunun bu alana müdahale yetkisi, kamu yararı ve kamu düzeni niteliğini içermekte ve takdir yetkisi içinde kalmaktadır.”

Anayasa Mahkemesi’nin gündemine gelen olay 2009 yılında “Ay” soyadını kullan bir vatandaş Süryanice “Tuna ailesi” anlamına gelen “Bartuna” soyadını kullanmak için Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açması ile başladı. Soyadı konusundaki yargılama sürerken, Avukat Rudi Sümer, Mahkemeye, Soyadı Kanunu 3. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmasını istedi. Mahkeme de başvuruyu yerinde görerek kanundaki yasağın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna karar verdi. Midyat’ta yaşayan Yezidi kökenli bir başka İsviçre ve Türk vatandaşı şahıs Süryanice “güvenilir kişi” anlamına gelen “Amno” soyadını Türkiye’de de kullanmak için 2007 yılında Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açmış, mahkeme ise yasa hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Ancak Mahkeme, Amno soyadının Soyadı Kanunu 3. maddesine aykırı olduğunu belirterek, talebi reddetti.Bir yıl sonra da Demircioğlu soyadlı bir Süryani vatandaş, “Hadodo” soyadını almak için başvurdu. Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi, aynı gerekçe ile bu vatandaşın talebini de reddetti. İki davanın mahkeme tarafından reddedilmesi üzerine Avukat Rudi Sümer, iki davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt, karşı oy gerekçesinde “Yasalarda ırk’ı referans alan bir kuralın mevcudiyetini sürdürmesi olanaklı değildir” dedi.

Soyadı kanunu 1934’te çıkarıldı

Soyadı Kanunu 1934 yılında çıkarıldı ve 75 yıldır yürürlükte. Soyadı Kanunu’nun 3. maddesi “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” diyor. LÜTFİ KAPLAN ANKARA

Soyadını belirlemek en tabii insan hakkı

İptal görüşüne katılmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Başkanvekili Osman Ali Feyyaz Paksüt, Fulya Kantarcıoğlu, Fettah Oto, Engin Yıldırım, Hicabi Dursun, Celal Mümtaz Akıncı ve Erdal Tercan ırkçılık vurgusu yaptı. Haşim Kılıç, iptali istenen madde için “1934 yılında anlaşılabilir olan bu kural, günümüzde bütünleştirici ve birleştirici olmak bir yana, vatandaşların bir kısmında, özellikle çoğunluğu oluşturanlardan farklı etnik ve/veya dini kimliğe sahip olanlar arasında haklı olarak ayrımcılığa uğradıkları kanısını doğurmakta, bu da milli birlik ve beraberliğe aslında zarar vermektedir. Kişinin kendisini ve kimliğini biçimlendiren soyadına müdahalenin kendisi, ayrımcılığa neden olan bir hak ihlalinin türevi olarak değil, başlı başına bir insan hakları ihlali olarak nitelendirilebilir. Bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir öğesi olan soyadını özgürce seçebilmesi kendisine tanınmış temel bir kişilik hakkı olup, soyadları onu taşıyanların kişiliğinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.” tebpitinde bulundu.
stargazete.com / 13.7.2011

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen