Donnerstag, 29. Dezember 2011

En Eski Oyuncak Ve İlk Tapu


27 Aralık 2011 / Tv Net

Dünyanın en eski arazi tapusu

Kızıltepe ilçesinde bir höyükte yapılan kazılar sonucunda bulunan oyuncak araba ve tapu, Mardin Müzesi'nde sergilenmeye başladı.

Arkeolog Mesut Alp, müzede sergilenen oyuncak arabanın 7 bin 500 yıllık olduğunu belirterek, "Dünyanın en eski oyuncağı konumunda. Burada ayrıca küçük çocuklar için yapılan taş bebek ve düdükler var. Bunlar da 5-6 bin yıllık dönemlere ait. Burada tozu kaldırdığınızda karşınıza kadim bir tarih çıkıyor." dedi.

Bir kaç ay önce arkeologların bir höyükte yüzey taraması yaparken bulduğu tarihi oyuncak, günümüz araçlarının kopyası gibi. Taştan yapılmış oyuncağı inceleyen Mardin Müzesi arkeologları, oyuncağın 7 bin 500 yıllık olduğunu tespit etti. Oyuncak Mardin Müzesi'nde 'Oyuncak Araba Kalkolitik Dönem - M.Ö. 5500 – 3000' etiketiyle sergileniyor. Oyuncak arabadan sonra dünyanın ilk yazılı arazi tapu senedi de Mardin Müzesi'nde yerini aldı. Nusaybin ilçesine 4 kilometre uzaklıktaki Gırnavas Höyüğü'nde yapılan kazı çalışmalarında bulunan tablet, üzerinde yapılan çalışmalarla gün ışığına çıkarıldı.

Çivi yazısı ile yazılan tableti çözen Mardin Müzesi arkeologları, dünyada bir ilkle karşılaştı. Tabletin bir arazi tapusu olduğunu öğrenen arkeologlar, bu sefer tabletin tarihi üzerinde analiz çalışması yaptı. Analiz sonucuna göre 5 santimetre boyundaki tablet, dünyada bir ilk olma özelliğine sahip. Tabletin dünyanın ilk tapusu olduğunu ortaya çıkaran arkeologlar, Mısır döneminde bile sadece arazi ve taşınmaz mülklere ait bir yazılı tabletin olmadığını ifade etti.

"DÜDÜĞÜ BİLE VAR"

Kültür ve Turizm İl Müdürü Davut Beliktay, sergilenen son arkeolojik eserlerle birlikte Mardin Müzesi'nin daha da bir önem kazandığını anlattı. 7 bin 500 yıl önce taştan yapılmış oyuncak arabanın günümüz araba şekillerine çok benzediğini ve bir traktör görüntüsü verdiğini belirten Beliktay, oyuncak arabanın yanında farklı kazılarda 5-6 bin yıllık taş bebek ve taştan yapılmış ses çıkaran kuş görünümlü düdüklerin bulunduğunu anlattı.

Gırnavas Höyüğü'nde bulunan tapu senedi tableti hakkında bilgi veren Beliktay, tabletin çok iyi korunduğu için üzerindeki yazının bozulmadığını ve çamur üzerine çivi yazısı ile yazı yazıldıktan sonra fırında pişirildiğini kaydetti.

Mardin'in tarihi geçmişinin, kazılarda bulunan eserlerle daha da eskiye gittiğini ifade eden Beliktay, "Üniversite kampusunda yaptığımız arkeolojik kazılarda Mardin tarihinin ilkel dönemlerde bile yaşam alanı olduğu ortaya çıkarıldı. Burada bulunan taşlar sayesinde Mardin tarihinin 10 bin yerine 100 bin öncesine kadar gittiğini ortaya çıkardık. Burada yapılan kazılarla ilgili olarak önümüzdeki günlerde geniş kapsamlı bir açıklama yapacağız." dedi.

Müzede sergilenen iki önemli eserle ilgili açıklama yapan Arkeolog Mesut Alp ise "Mardin çok şanslı bir kent. Anadolu ve Mezopotamya, insanlığın beşiği, Mardin işte bu bölgede yani insanlığın doğduğu ve büyüdüğü yerde bulunuyor. Bunun için çok kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Örneğin burada sergilenen oyuncak araba 7 bin 500 yıllık bir tarihi var ve dünyanın en eski oyuncağı konumunda. Burada ayrıca küçük çocuklar için yapılan taş bebek ve düdükler var. Bunlar da 5-6 bin yıllık dönemlere ait. Bu oyuncağı, bir höyüğün yüzey taramasını yaparken toprağın üstünde bulduk. Bu eser sayesinde bile buranın ne kadar kadim bir yerleşim alanı olduğunun farkına varıyoruz." diye konuştu.

2 BİN 800 YIL ÖNCESİNE AİT BAHÇENİN SATIŞ SÖZLEŞMESİ

Mesut Alp, dünyanın ilk tapu senedi ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi: "Bu çivi yazılı tabletin bizim için önemi şuradan geliyor. Milattan önce 7–8. yüzyıl, Yeni Asur Dönemi diye tabir ettiğimiz dönemde bir meyve bahçesinin satış senedidir. Yani günümüz Türkçesi ile söylemek gerekirse bu adamlar 3 bin yıl önce bir satış sözleşmesi vermişler. Mezopotamya bölgesinde bulduğumuz dünyanın en eski tapu senedidir. Burada Sarri ismindeki babanın 3 oğluna ait meyve ağaçları ve içindeki meyvelerle beraber Nabulu ismindeki şehrin kuzeyindeki nehrin hemen kenarındaki bir meyve bahçesini, İstarnadin ismindeki bir adama satma sözleşmesidir. Burada 4 tane başka adamın mühürleri ile şahitlik yapmaları söz konusudur. Zaten 2 bin 800 yıl öncesine gittiğimizde Nusaybin'in eski isminin Nabulu olduğunu da biliyoruz." açıklamasında bulundu.

Dünyanın ilk tapu senedi tabletinin üzerindeki çivi yazısının tercümesi şöyle:

"(Ön.I) Hampute (?) mührü urad-g (ula) oğlu abu-(salam) mührü, Mannuki-(Arbail) mührü, Hanşi Mührü-kit(t) ir (i) – sarri'nin tüm 3 oğlunda, saltan meyve bahçesinin sahibi(8) Şihala, ana nehir asiller yolu'na bitişik olan ve Nabulu (şehrinde bulunan), bu kişilere ait olan meyve bahçesi üzüm ve meyvelerle, istarnadin-ahhe(satın) aldı. (1 mina 20she) kels gümüş (kalan kısmı kayıp) karşılığında (ters 2) … kral olmaksızın (?)"

Video

beyazgazete.com

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen