Online Journal über die Syrisch-Orthodoxe Kirche, Syrische Studien und Aramäer / www.suryoyo-online.org
Samstag, 9. Juli 2011
İşte 'Türkiye'nin ilk Hıristiyanı'
The Washington Institute for Near East Policy Gazetesinde imzasıyla çıkan haberde Hıristiyan kimliğiyle milletvekili seçilen BDP'li Erol Dora, Süryani olması nedeniyle Türkiye'nin ilk Hıristiyan'ı gibi sunuldu.
Time Turk / 08 Temmuz 2011 Cuma - 13:55
Soner Çağaptay'ın haberi
Türkiye’nin siyasi karmaşa içerisinde olduğu haberleri arasında -ana muhalefet partisinin Meclisi boykot etmesi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) seçim zaferini gölgeledi ve Türk siyasi sistemi kilitlenmeyle karşı karşıya kaldı- çok önemli bir gelişme neredeyse gözden kaçırılıyordu. Türkler, 12 Haziranda ülkenin ilk Hristiyan milletvekili olarak Erol Dora’yı seçtiler ve Dora’yı gerçekten de Türkiye’nin “İlk Hristiyanı” hâline getirdiler.
Dora’nın Türk Meclisine seçilmesi, ülkeye yeni bir soluk getirdi. Hristiyanlar, Türkiye’de yasal kotalar nedeniyle 20. Yüzyıl boyunca Meclislerde kayda değer bir sayıya ulaşamadı. Dora, Ankara’daki Mecliste sandalye sahibi olan ilk Hristiyan milletvekili.
Bu büyük bir haber. Hristiyanlar, ülke nüfusunun sadece binde birini oluşturuyor. Müslüman Türkler, sembolik bir girişimle kendilerini temsil etmek üzere bir Hristiyan Türk’ü seçtiler.
Bu gelişme, Türkiye’nin zengin Hristiyan mirasıyla uzlaşması için bir fırsat yarattı. Dahası, neredeyse tamamı Müslüman olan Türkiye’de, muhafazakâr AKP ve liberal-laik muhalefetin etrafında toplanan ülkenin karşıt kampları, liberal bir çatı altında birlikte yaşamayı öğrenebilir.
Dora’nın seçilmesindeki ilk sembolik unsur, Dora’nın fiili bir şekilde Türkiye’nin “İlk Hristiyanı” hâline gelmesidir.
Ne var ki Dora’nın seçilmesinin yarattığı semboller bu kadarla kalmıyor.
Türkiye bugün, ilk sivil anayasasını hazırlamak üzere. Ülkenin hâlihazırdaki Anayasası’nın ordu tarafından hazırlanması nedeniyle, Türklerin tamamı yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir. Ancak yine de akıllarda bazı sorular var. Yeni anayasa, AKP ve muhaliflerinin etrafında toplananlar da dâhil olmak üzere, Türk toplumunun muhalif gruplarını bir arada yaşayabilecekleri şekilde güvence altına alacak mı?
AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana, AKP yanlısı ve karşıtı gruplar arasındaki mücadele, Türkiye’yi neredeyse ikiye böldü. AKP’ye karşı darbe iddialarını, Ergenekon davası izledi.
Muhalefet, hükûmetin davayı sadece darbe iddialarını soruşturmak için değil, aynı zamanda laik ve liberal muhaliflere baskı yapmak için kullandığını söylüyor. Buna ek olarak AKP, bağımsız medyaya büyük vergi cezaları verdi. Dahası yargı, ideolojik kısımlara ayrıldı. Muhafazakâr ve laik güçler, kararlı bir biçimde birbirlerini yok etmeye çalıştı.
Yeni Türkiye’nin reçetesi şu: Yeni anayasa herkese hitap etmeli. Şayet Türkler, kendilerini temsil etmesi için bir Hıristiyan seçebiliyorsa böyle bir anayasa yazabilirler.
AKP, ülke nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan laik ve liberal kesimin, görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir çoğunluk olduğunun farkına varmalıdır. Laik liberaller de Türkiye’nin artık büyük, yerleşik bir İslamcı elit kesime ve siyasi partiye sahip olduğunun farkına varmalıdır.
Türkiye’nin bölünmeden zarar görmemesi için her iki taraf, yeni anayasa için birlikte çalışmalıdır. Bu bölünme -İslam ve demokrasiyi bir araya getiren yegâne örnek olan- ülke ve onu takip eden diğerleri için kötü olur.
Dora’nın işi oldukça zor. Birincisi, kendisi Türk Parlamentosunda bir Kürt partisini temsil etmek üzere seçildi, ikincisi Müslüman seçmenler tarafından seçilmiş bir Hristiyan, üçüncüsü İslamcı muhafazakâr çoğunluğun hâkim olduğu bir Parlamentoda laik bir partinin milletvekili. Ayrıca şiddete karşı siyaset konusu var. Dora’nın partisi BDP, terör ve şiddeti benimseyen Kürdistan İşçi Partisine (PKK) sempatisini gizlemiyor.
Liste henüz bitmedi: Dora ne Türk ne de Kürt, etnik olarak Suriyeli.
Dora, Türkiye’deki bütün ikilikleri bünyesinde barındırıyor: Türklük ve Kürtlük, Hristiyan ve Müslüman, laik ve muhafazakâr, İslamcı ve liberal, şiddete karşı siyasi eylemcilik. Ama aynı zamanda Türkiye'nin geleceği için umudu temsil ediyor.
Dora'nın seçilmesi, Türklerin, şayet onun seçilmesinden ilham alır ve ülkedeki pek çok kimliği ve siyasi emeli bağdaştıran liberal bir anayasa hazırlarlarsa birlikte yaşayabileceklerinin bir işareti.
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
pas discussion avec le gouvernemen turc avent reconnaissance des genocides aramean syriac, assyrian.
AntwortenLöschen