Donnerstag, 17. Mai 2012

Süryani Sempozyumu başladı

Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Süryani Sempozyumu başladı.

Süryani Sempozyumu başladı
20.04.2012 | 17:57

MURAT AKGÜL

Erdoba Elegance Otel'de düzenlenen sempozyuma Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Mardin Vali Vekili ve Yardımcısı Turan Erdoğan,
Türkiye'nin ilk Süryani Milletvekili BDP'li Erol Dora, Mardin-Diyarbakır Metropoliti Salibe Özmen, Turabdin Metropoliti Samuel Aktaş, ABD'nin Adana Konsolosu Daira Darnell'in yanı sıra Türkiye, Amerika, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya, Belçika, Hollanda, Norveç, Rusya, Gürcistan, İran, Lübnan, Hindistan, Çin ve Japonya gibi ülkelerden 80'e yakın akademisyen katıldı.

Açılış konuşmasına 5 dilde yaptığı selamlama ile başlayan Rektör Omay, sempozyumla Mezopotamya coğrafyasının bütün bileşenlerini yeni bir anlayışla değerlendirmeyi, görünür kılmayı ve yeniden canlandırmayı hedef edindiklerini söyledi. Türkiye'de bu alanda yapılmış en geniş kapsamlı ve katılımlı sempozyuma üniversite olarak ev sahipliği yapmanın memnuniyet verici olduğunu belirten Omay, "Süryaniler bilgi, düşünce ve sanatın medeniyetler arası yayılımına neden olmuş, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasına büyük katkılar sunmuş bir halktır. Süryaniler, Mezopotamya topraklarının, Turabdin'in en kadim, en medeni toplumlarından biridir.
5 binyıllık bir geçmişe ve Hz. İsa'nın ilk müminlerinden olma şerefine sahip bir halktır. Ülkemizin tekamül safhası devam eden bu yeni cumhuriyet döneminde bu toprakların en eski mukimlerinden olan Süryanilerle ilgili bu çalışmaları yapmak bizler için bir görev, bir borçtur.Bu aziz ve bilge halkla aynı şehri, aynı sofrayı paylaşmak, aynı havayı teneffüs etmek, ilimin ve irfanın hepimizin ortak mirası olduğuna inanan benim ve benim gibi düşünen her Mardinliyi, her Türkiyeliyi mutlu ediyor. Süryaniler bu köklü ve zengin geçmişleri ile insanlık tarihine ve onun muazzez bir unsuru olan İslam medeniyetine, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasına büyük katkıları olmuş bir toplumdur" dedi.

SÜRYANİLERE DÖNÜŞ ÇAĞRISI

Konuşmasında Süryanilere anavatanlarına geri dönme çağrısı da yapan Rektör Omay, "Bugün burada önemli bir davetiye yapmak istiyorum. Dünyanın değişik yerlerine göç etmiş bütün Süryanilere ve diğer etnik dini kimliklere sahip hemşehrilerimize şu çağrıda bulunuyorum. Mardin'e, doğduğunuz, kendinizi ait hissettiğiniz bu topraklara geri dönün. Süryani Kadim Patriği Kadasetli İğnatiyus Zakka 1. Iwas'a da şu davetimi sunuyorum. Cumhuriyetimizin ilk zamanlarında yaşanan ihmal ve hatalarımızdan dolayı Suriye'ye taşıdığınız patriklik merkezinizi tekrar Mardin'e, bu topraklara taşıyınız. Başımızın gözümüzün üzerinde yeri var" diye konuştu.

Üniversitede önümüzdeki dönemde Süryanice eğitim verecek olan Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Kadri Yıldırım ise, "Dillerin ve dinlerin şehri Mardin'de, tarihinden kökünü alıp modern geleceğe yansıyan bir sosyal bilimler üniversitesi olarak, şehrin kültürel zenginliğinin bilinciyle hareket ediyoruz. Sadece bölgemiz değil, dünya kültürü açısından da büyük öneme sahip olan Süryanilerin diğer kültürlerle ilişkileri bağlamında bu sempozyumda incelenmesi, bu kültürle etkileşim içinde şekillenen diğer kültür ve inançların da farklı bir bakış açısıyla ele alınmasına katkı sunacaktır" dedi.
Bu arada davetiyelerde saat 09.30'da başlanacağı belirtilen sempozyumun yarım saat gecikmeli başlaması üzerine ABD Konsolosu Daira Darnell salonda tek başına beklemek zorunda kaldı. Açılış konuşmalarından sonra oturumlara geçildi.

MİLLETVEKİLİ DORA: "BÖLGEDE GÜVENLİK SORUNU DÖNÜŞLERİN ÖNÜNDE ENGEL"

Sempozyuma katılan BDP'li Süryani Milletvekili Erol Dora, bölgedeki çatışmaların Süryanileri tedirgin ettiğini ve bölgeye dönüşlerini engellediğini söyledi. Dora, "Biliyorsunuz Süryaniler dünyanın bir yanında yaşayan Mezopotamya'nın kadim bir halkıdır. Aynı zamanda bu sempozyum, Türkiye'de değişim ve dönüşümlerin gerçek anlamda subut bulduğu gerçekleştiğinin de bir göstergesidir. Bunu düzenleyenlere, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu aynı zamanda tekrar Süryani halkının kültürünün Mezopotamya'da yeşermesi ve aynı zamanda bölgede yaşayan bütün farklı etnik kimliklerin ve inançların birlikte yaşamalarına da bir adımdır. Bu açıdan çok mutlu olduğumu söylemek istiyorum" şeklinde konuştu.

Dora, Rektör Omay'ın patriklik merkezinin Mardin'e getirilmesi davetine sıcak baktığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biliyorsunuz cumhuriyetin başlangıcında patriğimiz Türkiye'de 1930'larda Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı. Rektörün davetini olumlu buluyoruz. Demek ki Türkiye kendi tarihi ile yüzleşme anlamında adımlar atmaya yönelik yeni bir vizyona sahiptir. Biz bunu çok olumlu olarak değerlendiriyoruz. Mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu bir başlangıçtır. Süryaniler siyasi, ekonomik ve kültürel birçok sıkıntılardan dolayı bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar. Ama şimdi süreç değişiyor. Globalleşen dünyamızda artık bilişim çağında yaşıyoruz. Eskiden kitaplar yasaklanıyordu ama artık dünya demokratikleşiyor, özgürleşiyor. Tabii şimdi eksiklikler vardır. Tabii ister istemez bölgede güvenlik sorunu vardır, halen devam eden Kürt sorunu vardır, bölgede çatışmalar vardır. Bu da Süryani halkını, bölgedeki halkı tedirgin ediyor. Bizim arzumuz bölgede bütün halkaların barış içinde yaşayabildiği ve Avrupa'ya gitmiş şimdi diasporanın içinde yaşamış olan Yezidiler, Süryaniler, Kürtler, Araplar ve bu bölgeye ait olan Mıhalmiler hepsinin esas kendi anavatanlarında birlikte yaşamaları bizim özlemimiz. Budur, istediğimiz budur. Bunun gerçeklemesi için de çalışıyoruz"

"ANAYASA SÜRECİNİ SÜRYANİLER OLARAK ÇOK ÖNEMSİYORUZ"

Süryaniler olarak yeni anayasadaki beklentilerini de anlatan Dora, "Anayasa sürecini Süryaniler olarak çok önemsiyoruz. Biliyorsunuz bir komisyon kurulmuş ve her parti bu komisyona 3 üye vermiştir. BDP olarak bizlerin de 3 üyesi şimdi komisyonda görev almakta.

Şu anda komisyon Türkiye'deki bütün kesimleri, STK'ları, partileri dinlemektedirler ve Süryaniler'den de iki farklı grup, birisi Avrupa'yı da içine alacak şekilde, ikincisi de Turabdin'de sayın metropolitimiz Samuel Aktaş'ın da direktifleri doğrultusunda komisyona hem yazılı hem de sözlü olarak taleplerini sundular. Biz bunu da çok önemsiyoruz. İlk defa Türkiye'deki bütün farklılıklar, farklı inançlar davet ediliyor ve sizin talepleriniz nelerdir, yeni bir Türkiye'de, çağdaş bir Türkiye'de hep birlikte yaşamaya yönelik ve yeni sivil bir anayasanın yapılması bağlamında atılmış önemli bir adımdır. Bizim umudumuz ve Türkiye'nin ihtiyacı olan bütün Türkiye'deki vatandaşların, halkların, farklı etnik kimliklerin, inançların sorunlarını çözümleyebilecek ve Türkiye'yi bir an önce Avrupa Birliği'ne tam onurlu bir üyesi yapabilecek çağdaş evrensel sivil bir anayasa yapılmasının umudu içerisindeyiz. Bekliyoruz, umutluyuz inşallah bu gerçekleşir" diye konuştu.

METROPOLİT ÖZMEN: "SÜRYANİLERİN YÜZDE 90'I DIŞARIDA"

Mardin'de Paskalya ve Kutlu Doğum Haftası'nı kutladıkları bu haftada Süryani Sempozyumu düzenlendiğini belirten Mardin-Diyarbakır Metropoliti Salibe Özmen de, uluslararası hukuk çerçevesinde patriklik merkezinin Turabdin bölgesine tekrar gelmesine destek verdiklerini söyledi.

Süryani patrikliğinin iki bin yol boyunca bu topraklarda olduğunu hatırlatan Özmen, "Patriklik Antakya'da başladı, Malatya'dan Mardin'e geldi. 13. asırdan 20. asra kadar Deyurrul Zafaran Manastırı'ndaydı. Tabii ki Süryani toplumunun Turabdin bölgesinden göç etmesi, bizi hem kilise olarak hem de toplum olarak büyük bir zaafa uğratmıştır. Biliyorsunuz 1920'lerden sonra, 30'lardan, 60'lardan sonra özellikle Avrupa ülkelerine göç etmeleri, şu anda yüzde 90'ları dışarıda olan Süryani toplumunun Mardin'de sayısının az olması büyük bir sorun. Dileriz ki önümüzdeki süreçte, ki başladı Allah'a şükür, son 7-8 yıldır Avrupa ülkelerinden Turabdin bölgesine göç tersine olarak devam ediyor.

Kimisi evlerini restore ederek 3-4 aylığına geliyor, kimisi de kalıcı olarak bölgeye geri dönüş yaptı. Umarız önümüzdeki süreçte bu sayı artar ve bu şekilde Mezopotamya bölgesi Süryanilerin yerleşik merkezine olan bölgeye dönüşür. Tabii Süryani halkı, Süryani Kilisesi, Süryani Patrikliği Türkiye'nin önemli bir zenginliğidir. Tabii ki bütün kardeşlerimiz de Kürtlerle, Araplarla, Türklerle güzel ilişkilerimizin yanında şartlar el verirse tabii ki uluslararası bir hukukta yeri nedir onu bilemeyiz ama Süryani Patrikliği'nin Turabdin bölgesine gelmesini isteriz. Bu Türkiye için de çok önemlidir.
Geçen yıllara oranla şartlar, daha iyi güvenlik sadece Süryaniler için değil bütün halklar için önemlidir. Dua ediyoruz ki bu kaygılar tamamen ortadan kalkar. Süryanilerin yanında diğer bütün halklarla burada hoşgörü ve kardeşlik içinde yaşarlar. Bu dili, bu kültürü korumak sadece bizim görevimiz değildir. Büt iün kardeşlerimize, Araplara, Türklere, Kürtlere de düşüyor" dedi.

Metropolit Özmen ayrıca, Mardin'deki hoşgörü ortamına dikkat çekerek, "Mardinli olarak ve Türkiye vatandaşı olarak hakikaten bu sempozyumun olması, Süryani dili ve edebiyatının bütün dünyada tanıtılıyor olmasının hem Mardin'imizin hem de Türkiye'mizin geleceği için prestijine olumlu katkısı olacağını düşünüyorum. Gördüğünüz gibi dünya çapında profesörler gelmiş ve Süryani ve Süryanice'yi konuşuyorlar, anlatıyorlar. Bu sempozyum Mardin için bir zenginliktir, şereftir. Süryaniler olarak büyük bir onur içindeyiz. Bu sempozyumdan sonra Kutlu Doğum Haftası'nı kutlamak üzere müftlüğün düzenlediği programda bir konuşma yapacağım. İşte Mardin budur. Bu zenginlik hepimizindir" şeklinde konuştu.

Rektör Omay da, "Buranın kadim halkı, asıl haklarından biridir. Dolayısı ile onların köylerine, kasabalarına, evlerine geri dönmeleri bizim zenginliğimiz olacak, bizleri daha da mutlu edecektir. Kolay bir şey değil tabii. Özellikle de onlar için bir çekim alanı olması için Şam'daki patrik hazretlerini davet ettim aslı yerine. Bu daveti de resmi konuşma vesilesi ile iletmiş oldum. Zaten Suriye'deki sıkıntılar, politik sıkıntılardan dolayı bunun şartlarını oluşturmuş durumda. Süryani kardeşlerimizin buradaki zenginlikleri, cumhuriyetimizi daha kuvvetlendireceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
3 gün sürecek olan sempozyum, Erdoba Elegance Oteli'nin konferans salonlarında eş zamanlı oturumlar şeklinde yapılıyor.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen