Haber Tarihi: 12 Temmuz 2012 Perşembe Saat 19:56
Doğan Haber Ajansı
Doğan Haber Ajansı
Mor Gabriel Manastırı, Hazine arasındaki davada Yargıtay'ın hazine lehine karar vermesi üzerine Süryaniler davaya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceklerini açıkladı.
Mardin'in Midyat İlçesi'ndeki Süryaniler'e ait Mor Gabriel Manastırı (Deyrulumur) Hazine arasındaki davada Yargıtay'ın hazine lehine karar vermesi üzerine Süryaniler davaya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götüreceklerini açıkladı. BDP'nin Süryani asıllı Milletvekili Erol Dora, "Biz hem BDP
olarak hem de Süryani halkı olarak da bunun uluslararası hukukta
mücadelesini vereceğiz. Çünkü biz bu davada haklı olduğumuza inanıyoruz.
Vicdanen rahatız" dedi.
Mardin'in Midyat İlçesi'nde Süryaniler'e ait Mor Gabriel Manastırı (Deyrulumur) ile Hazine arasında süren arazi davasının Yargıtay 20'inci Hukuk Dairesi tarafından, arazininin hazineye ait olduğu yönündeki karar üzerine BDP Grup Başkan Vekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Süryani asıllı Mardin Milletvekili Erol Dora, Süryaniler'in Turabdin Metropoliti Samuel Aktaş'ı manastırda ziyaret etti.
Yargıtay'ın
almış olduğu karar dolayısıyla üzgün olduklarını anlatan Kaplan,
"Süryanilere buradan geçmiş olsun diyoruz. Süryaniler'in bu haklı
davalarının hem ulusal hukukta hem de uluslararası hukukta, hem hayatın
içinde, her zaman yanlarında olacağız" dedi. Verilen kararın
Mezopotamya'nın farklı dinlerinin, dillerinin, inançlarının ve
kültürlerinin bağrına saplanmış bir paslı hançer olarak gördüklerini
anlatan Kaplan, "Bunu asla kabullenemiyoruz. Çünkü böylesi tarihi
manastırların sınırları öyle kanunla, keyfi kararlarla çizilmez.
Onbinlerce yıldır buraların sınırları çizilidir. Yani Ayasofya'nın sınırları nasıl çizilmişse, Sultanahmet'in, Selimiye'nin
sınırları nasıl çizilmişse Mor Gabriel Manastırı'nın da sınırları
binlerce yıl önce Cumhuriyet doğmadan, daha Osmanlı doğmadan önce vardı.
Bu ibadet yerlerinin yok hazine arazisiymiş yok orman arazisiymiş
şeklinde değerlendirmek bir haksız karar olmanın ötesinde bir anlam
taşımıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Mezopotamya halkları olarak burada
yaşayan bütün farklı inançlara, başta Mor Gabriel Manastırı olmak üzere
hepsinin güvencesinin on bin kadim yıldır bu topraklarda yaşamış olan
halkın son bin yıldır gelenlerin yeniden sınır çizmesiyle
şekillenmeyeceğini hatırlatmak isterim" dedi.
Kaplan, yen bir anayasa sürecinde Mardin'de alınacak tarihi kararların siyasete damgasını vuracağını belirterek. "Meclis grubumuzun kampını özellikle Mardin'e taşıdık. Çünkü yeni bir anayasa yapıyoruz. Yeni bir anayasa sürecinde Mardin'de alınacak tarihi kararlar önümüzdeki dönem siyasete damgasını vuracaktır. Biz Mardin'in resmini anayasaya taşımak istiyoruz. Nasıl Mardin'e,
Midyat'a ve Nusaybin'e baktığımızda kilise, çan, minare, cami, farklı
inançlar ve Melek'i Tavus'un figürlerini görüyorsak; farklı diller
Kürtçe, Arapça, Süryanice ve Türkçe bu ülkemizin bir gerçekliğiyse bunun
bir kere anayasaya işlenmesi bizim için tarihi bir önem arz etmektedir"
dedi.
SÜRYANİLERİN GÜVENİ ZEDENELENDİ
BDP'nin Süryani kökenli Mardin Milletvekili Erol Dora
ise, bu davalar nedeniyle Süryanilerin bölgeye yönelik olan inançlarını
ve güvenlerini zedelediğini ileri sürerek, geri dönüşlerde durma
başladığını söyledi. Süryaniler için Mor Gabriel Manastırı'nın öneminin
çok büyük olduğunu vurgulayan Dora, "Mor Gabriel Manastırı Süryaniler
için ikinci Kudüs'tür.
Bizim için çok önemli bir ibadet merkezidir. Yalnız Turabdin bölgesinde
yaşayan Süryaniler değil, dünyanın birçok yerinde yaşayan milyonlarca
Süryani için burası kutsal bir merkezdir. Bu manastır M.S. 397
tarihinden beri kurulu olan bir yerdir. 1936 yılında o zamanki Vakıflar
Kanunu gereğince vergi beyannamesini vermiştir. 1937 yılından itibaren
de kesintisiz olarak vergilerini Ödemiş olan bir vakıftır" dedi.
AİHM'E BAŞVURACAĞIZ
Yargıtay tarafından verilen bu kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirten Dora, "Biz hem BDP
olarak hem de Süryani halkı olarak da bunun uluslararası hukukta
mücadelesini vereceğiz. Çünkü biz bu davada haklı olduğumuza inanıyoruz.
Vicdanen rahatız. Bu konuda da bütün vicdanlı hukukçuları, demokratları
yanımızda görmek istiyoruz. Bunun ufak bir dava olarak
nitelendirilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu Süryani halkı ile ilgili
birebir bir karar olarak değerlendirilmesi gerekir. Biz hala ümitliyiz.
Her ne kadar içi hukuk yolları tüketilmişse de AİHM'e gitme durumundayız. Şimdi de bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Sonuna kadar da bunun mücadelesini vereceğiz" dedi.
Alının kararın haksız olduğunu savunan Turabdin Mor Gabriel Manastırı Metropoliti Samuel Aktaş da, karar nedeniyle üzüldüklerini ifade ederek, "Haklı bir karar olsaydı kabul ederdik. Fakat haksız bir karardır" dedi.
MHİ(GG/SSA)haberler.com
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen