Dienstag, 7. Mai 2013

Bassam Ishak: "Suriyeli Süryaniler ve Türkiye: Barışı Birlikte İnşa Etmek"

Bassam Ishak'tan çarpıcı açıklamalar


06 Mayıs 2013 Pazartesi

 

 Bassam Ishak'tan çarpıcı açıklamalar 

Suriye Ulusal Konseyi'nin Süryani Sözcüsü Bassam Ishak, Uluslararası Ortadoğu Araştırma Merkezi'nce düzenlenen "Suriyeli Süryaniler ve Türkiye: Barışı Birlikte İnşa Etmek" konulu toplantıya katılmak üzere geçen hafta Ankara'ya geldi.

Suriye Ulusal Konseyi'nin Süryani Sözcüsü Bassam Ishak, Suriye'de yaşayan Süryaniler'in kaygılarını ve beklentilerini BUGÜN'e anlattı. Ülkedeki sorunun siyasi yoldan çözülmesinin iyi olacağını belirten İshak, "Bu sorun çözüldüğünde, Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın sadece harita üzerinde bir sınır olacağına inanıyoruz" dedi.

RÖPORTAJ: SEDA ŞİMŞEK

*Şu anda kaç Süryani geldi Türkiye'ye?

Kesin bir rakam olmamakla birlikte, 70 bin ile 120 bin arasında Süryani'nin göç ettiğini düşünüyoruz. Sadece Haseki'den göç edenler 70 binin üzerinde. Bazıları Türkiye'deki akrabalarının yanında kalıyor, bazıları içinse Türkiye Avrupa'ya gitmek için sadece bir geçiş noktası.

*Süryaniler'in Türkiye'ye daha çok gelmesi mi bekleniyor ki  mesela Mardin'de kamplar hazırlanıyor?

Suriye Ulusal Konseyi olarak Türkiye hükümeti ile bunu müzakere ettik. Türk Hükümeti, kaygılarımız konusunda çok hassas. Evlerini terk etmek, göç etmek durumunda kaldıklarında geçici olarak kalabilecekleri bir yer olması için bu kamplar kuruluyor. Suriye istikrara kavuştuğunda kendi ülkelerine, kendi evlerine güvenle dönebilmeleri için.

KOMŞUMUZUN KAPISINI ÇALACAĞIZ

*Türkiye sizin için ne ifade ediyor, mesela zora düştüğünüzde kapısını kalacağınız ilk ülke mi?

Tabii ki, böyle durumlarda kapısını çalmak isteyeceğiniz ilk ülke kendi devletimizdir. Özellikle ülkemiz demokratik bir ülke olmadığında, demokratik olan komşumuzun kapısını çalacağız.

*Hristiyan Avrupa ülkelerinden destek alamıyor musunuz?

Onlar bizi göçmen olarak kabul ediyorlar ancak biz göçmen olmak değil kendi ülkemizde yaşamak istiyoruz. Eğer bize yardım etmek istiyorlarsa, bize ülkemizde yardım etsinler, bizi göçmen olarak kabul etmelerinden daha önemli.


YENİ SAYFA AÇACAK

*Türkiye'den beklentiniz nedir?

Türkiye'ye devrime sağladığı moral ve lojistik destek için, özellikle mültecilere sağladıkları kamplar  için, her şey için müteşekkiriz. Devrimdeki bu destekler, Suriye halkı ve Türkiye arasında yeni bir sayfa açacaktır. Türkiye hükümetinden beklentimiz, Suriye toplumunun bütün kamplarını, bütün bileşenlerini kapsama noktasında ve pratikte de demokratik davranmaları konusunda Suriye muhalefetini cesaretlendirmesi. Türkiye'yi demokrasiyi uygulamada çok iyi bir tecrübesi  olan bir kardeş olarak görüyoruz.  İlham aldığımız, kendi ülkemizde de uygulayabileceğimiz bir model olarak bize yardım etmesini istiyoruz. Suriye muhalefeti içerisindeki hiçbir kesim,  Esed'in düşmesinden sonra tekçi bir ideoloji uygulama hakkına sahip değil. Gerek uluslararası oyuncular gerekse bölgedeki oyuncular açısından bilinmesi gereken şu: Bir politik grubun karşısında diğerini desteklemek Suriye'de istikrarın sağlanmasına asla yardımcı olmaz. Böyle bir durumun ortaya çıkması  bir zaman sonra komşu ülkelerin içinde de zararlı sonuçlar doğurur. 

SÜRYANİLER İÇİN TEHLİKELİ OLUR

*Şam'a taşınan Patrikhane'nin Türkiye'ye bu süreçte geri dönmesi söz konusu olabilir mi?

Patrik ve ekibinin bu politik durumun dışında durmak isteyeceklerini düşünüyorum.  Biz de Patrikhane'nin  politik sürecin dışında tutulması taraftarıyız.  Eğer böyle bir durumda Patrikhane'yi Türkiye'ye taşırlarsa Esed rejimi bundan rahatsız olur ve bu Suriye'deki Süryaniler için çok büyük tehlikelere yol açabilir, saldırıya uğrayabilirler. Biz de onlara bu yöndeki düşüncelerimizi ifade ediyoruz, onlar da bu politik sürecin dışında, tarafsız duruyorlar şimdilik. Bu sorun çözüldüğünde, Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın sadece harita üzerinde bir sınır olacağına inanıyoruz, zihnimizde, kalbimizde bir sınır olarak değeri kalmayacak.

BİZİ GÖÇE ZORLAMAK İÇİN DİN GÖREVLİLERİNİ KAÇIRDILAR

*Kaçırılan din görevlilerinin serbest kaldığına dair haberler gelmişti, son durumları ne?

Suriye Süryanileri'nin moralini çökertmek için yapılmış bir eylem olarak değerlendiriyoruz. Bu eylem üzerinden Suriye Süryanileri'ni göçe zorlamak istiyorlar ancak bu tam tersi bir etki yarattı. Süryaniler kendi ülkelerinde durmak için artık çok daha kararlılar. Biz bu iki pederin de bizden gitmemizi değil, kalıp, mücadele etmemizi beklediklerini biliyoruz.

*Serbest bırakıldıklarına dair haberler yayınladı.

 Kendi kiliselerine, Halep'teki kiliselerine dönmeden herhangi bir bilgiyi doğrulamamız mümkün değil.


İSMİNİ BİZDEN ALIYOR

*Süryaniler Suriye'de kendileri için nasıl bir gelecek öngörüyor?

Ben kişisel olarak umutluyum yoksa ben bir muhalif olarak kalmazdım.  Bunun bir geçiş süreci olduğuna inanıyoruz. Korkularımız da var. Kritik bir dönem. Elbette ki Süryaniler köklerinin bulunduğu bu toprakları terk etmek istemiyor. Biz, Suriye'nin ismini bizden aldığına inanıyoruz. Bölgedeki en eski, en köklü halkız. Kendimizi Suriye'ye ait hissediyoruz. Bir yandan da Irak'taki Hristiyanlar'a ne olduğunu hatırlıyoruz, aklımızın bir tarafında da bu var. Özellikle Haseki'deki kaçırılma olaylarından sonra baskılar arttı. Suriye'de Süryaniler'de belli korkular oluşmaya başladı. Çoğu kendi bölgelerini terk edip Avrupa'ya gitmeye başladılar. Haseki ilinin nüfusu bu olaylardan sonra yüzde 30 civarında azaldı. Irak'ta yaşananları yaşamamak için kaçtılar. Eğer yardımsız, desteksiz kalıp, öylece ortada bırakılacaksak orada varlığımızı sürdürmemiz bizim için çok zorlaşacaktır. Yarım milyon insanı görmezden gelmek o kadar kolay değil, o yüzden umutluyuz.


ASKERİ ÇÖZÜM İLE SİYASİ ÇÖZÜMÜN SONUCU FARKLI OLUR


Suriye Ulusal Konseyi'nde geçiş hükümetinin formasyonla ilgili kaygıları olduğunu belirten Bassam Ishak, "Esed rejimi askeri zafer üzerinden düşerse, sonuç bu askeri başarıda daha fazla kimin payı olduğuna göre değişir" dedi

*Geçiş hükümetiyle ilgili bir kaygınız var mı?

Suriye Ulusal Konseyi'nde geçiş hükümetinin formasyon ile ilgili kaygılarımız var. Suriye'nin içinden, sahada duruma hakim, yetenekli insanların hükümette yer almasını istiyoruz. Çeşitliliğe uygun olarak, genel bir temsiliyet olmalı. Suriye çoğulcu ve demokratik bir ülke olacak. Bu yüzden hiçbir politik grubun geçiş hükümetini domine etmesini istemiyoruz.

*Geçiş hükümetinin kurulması ile birlikte mesela silahlı güçler içindeki radikal unsurların kontrol altına alınması mı sağlanacak?

Esed rejiminin nasıl devrileceği, yani, rejimi devirecek yöntemle sonuçların çok ilgili olduğunu düşünüyorum. Şu anda hem politik hem de askeri olarak pat durumundayız. Kimsenin kimseyi  yenemediği bir durum. Politik bir çözüm bulunursa bütün unsurları kontrol etmek daha kolay olur. Muhtemelen zaten siyasi çözümün bir parçası olur, ona dair bir paket olur. Esed rejimi askeri bir zafer üzerinden düşerse, sonuç bu askeri başarıda daha fazla kimin payı olduğuna göre değişir.

ABD'YE MESAJ İLETMEYE GİTTİK

*ABD'den yeni döndünüz, ABD'nin pozisyonu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Amerikan politikası hâlâ belirsizliğini koruyor. Bir gün tam olarak bir şey yapmaya karar verene kadar iki tarafa eşit muamele noktasında bir tutum aldıkları gözleniyor.  Birleşik Devletler Suriye muhalefetini silahlandırma konusunda kesin kararlı olsaydı muhalifler bugüne kadar Esed'i devirmiş olurdu.

*ABD'den yeni bir mesajla döndünüz mü?

Resmi  hiçbir söz ya da mesaj almadık aslında biz onlara bir mesaj iletmeye gittik. Mesaj şuydu: Suriye halkının çoğunluğu demokratik, sivil, dinsel temeli olmayan ve çoğulcu bir Suriye görmek istiyor. Süryaniler olarak biz de eşit vatandaşlık temeline dayanan bir ülke istiyoruz, herkesin eşit olduğu bir ülke.

SURİYE CUMHURİYETİ OLMALI

*Suriye'deki Kürt gruplar ile Süryaniler arasındaki ilişkiler nasıl?

Suriye'deki Kürtler ve Süryaniler'in ortak kaygılara, özelliklere sahip olduğunu düşünüyoruz. İki taraf da kendi kimlikleri üzerinde Baas rejiminden kaynaklanan aynı acıları çektiler. Bu ortak acılar, birbirlerine onları daha da yakınlaştırmıştı ancak elbette bu ilişkilerin daha da geliştirilmesine ve pratiğe dönüştürülmesine ihtiyaç var. Kürt politik gruplarının halen ciddi sorunları olduğunu düşünüyoruz. Yapılacak yeni anayasada nasıl bir düzen kurulacağı ile ilgili henüz bir anlaşma olmadı ve bu anayasanın Kürtler'in sorunlarına nasıl cevap vereceği, nasıl tanımlayacağı ile ilgili de henüz bir mutabakat yok. Örnek vermek gerekirse, Suriye Devleti'nin adının Suriye Arap Cumhuriyeti'nden Suriye Cumhuriyeti'ne dönüştürülmesine ve Kürtler'in taleplerine muhaliflerin içinde olumlu cevap verilmiş değil.

*Siz bu taleplere cevap verilmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz?

Ben kendim Kürt grupların bu taleplerini destekliyorum. Bence bir ülkenin veya Suriye Devleti'nin adının her bir bireyinin kendi kimliğini içinde bulacağı bir şekilde değiştirilmesi önemli. Mesele henüz çözüme kavuşturulmuş değil. Bu, Kürt muhaliflerle rejim muhaliflerini birbirine yaklaştıracak önemli bir aşama olur.

SAVAŞMAK DA KAMPTA DURMAK DA KİŞİSEL TERCİH

*Esed'in yönetime geçtiği ilk yıllarda yönetimde Süryanilere ve Dürzilere de yer veriliyordu. Bugün Baas rejiminin Süryaniler'e yönelik tavrı nasıl?

 Esed rejimi Şiiler dışında Suriye'nin geri kalan gruplarını içinde barındırmayan ultra sosyalist bir yapı sergiledi. Bu ortamda demokrasiden söz edilemeyeceği gibi rejimin Süryanilere yönelik inisiyatifi de söz konusu değil.

*Türkiye'de Süryaniler için kamp hazırlanıyor, neden Sünniler'den ayrı  bir kamp kurulması istendi, güvenlik kaygısı mı var?

Bu güvensizlikle ilgili değil. Esed 'in ordusundan kaçan, bu kamplarda yaşayanların İslamcı gruplar tarafından, tekrar Suriye'ye dönerek savaşmaları yönünde baskıya uğradıklarına dair haberler gelmeye başladı. Biz Suriye Ulusal Konseyi olarak inanıyoruz ki, savaşmak ya da kampta durmak kişisel bir seçimdir. Burada kimseye baskı yapmamalı. Özellikle İslamcı grupların çoğu, İslamcı öğretileri kullanmaya çalışıyorlar. Aslında bu insanların çok da kendilerini bağlı hissetmedikleri değerler üzerinden onları bir şeylere zorluyorlar.

*Sünni kampları, Süryani kampları diye ayrı kamplar, Suriyeliler'i bölmüş olmuyor mu?

 Binlerce yıldır aynı ülkede, birlikte yaşıyoruz. Ayrı kampların Sünniler ile Süryaniler'i ayrıştıracağına inanmıyoruz. Suriye halkı bazıları Hristiyanlığı tercih etmiş olsa da aynı halktır, aynı köklerden geldik. Bizim bahsettiğimiz bu kamplarda, dışarıdan gelenler. Onlar aslında bütün Suriye halkını kapsayan işler yapmıyorlar. Biz bu yabancı unsurların devrimden sonra ülkeyi terk edeceklerine inanıyoruz. Ondan sonra Suriye halkı, Haseki'de, Şam'da, bütün Suriye'de hep birlikte yaşayacaktır. Hristiyanlar, Süryaniler, Müslümanlar birbirleri ile hiçbir sorun yaşamadılar.

TÜRKLER'İN, KÜRTLER'İN, ARAPLAR'IN TARİHİ KONUŞMALARI GEREKEN BİR ZAMAN:

Suriye Ulusal Konseyi'nin Süryani Sözcüsü Bassam Ishak, Uluslararası Ortadoğu Araştırma Merkezi'nce  düzenlenen "Suriyeli Süryaniler ve Türkiye: Barışı Birlikte İnşa Etmek" konulu toplantıya katılmak üzere geçen hafta Ankara'ya geldi.  Suriye'deki Süryaniler'in kaygıları ve beklentilerini,  din adamlarının kaçırılmasını, Suriye'nin geleceğine dair öngörüleri konuştuk. Ishak'ın bir de önerisi oldu, "Aslında bugün Türkler'in, Kürtler'in, Araplar'ın oturup tarihi konuşmaları gereken bir zamandayız. Ortak bir tarih yaratmak ya da geçmişle barışmak için bir çaba harcamamız gerekiyor, yeni bir başlangıç yapabilmemiz için de bu gerekli. Tarihte bütün halklar arasındaki, bölgesel düşmanlıkları, kinleri yok edecek en uygun zamandayız" diyor.
bugun.com.tr

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen