Mor Evgin Manastırı'nın 2 bin dönümlük arazisi 1980'li yıllarda tapu
kadastro çalışmaları yapıldığı sırada 400'ü aşkın köylünün üzerine
kaydedildi. Süryaniler, 2012 yılında söz konusu toprakların iadesi için
Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı
31 Mayıs 2013
Mor Evgin Manastırı'nın 2 bin dönümlük arazisi 1980'li yıllarda tapu
kadastro çalışmaları yapıldığı sırada 400'ü aşkın köylünün üzerine
kaydedildi. Süryaniler, 2012 yılında söz konusu toprakların iadesi için
Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Manastırın avukatı Serhat
Karaşin, "Bu ailelerin kendi rızalarıyla manastıra ait toprakları teslim
etmeleri önemlidir. Biz bu davranışı ahlaki olarak da doğru buluyoruz.
Dileğimiz odur ki, yöre halkıyla manastır arasında bir an önce bir
diyalog süreci başlasın" dedi.
Türkiye'de farklı kimliklerin yaşadığı sorunlar cumhuriyet döneminden
beri varlığını koruyor. Mardin'nin Nusaybin ilçesine bağlı Eskihisar
köyünde bulunan Mor Evgin Manastırı'nın 2 bin dönümlük arazisi de
1980'li yıllarda tapu kadastro çalışmaları yapıldığı sırada 400'ü aşkın
köylünün üzerine kaydedildi. Tapu kadastro çalışmaları sonucu Manastıra
ise, küçük bir alan bırakıldı. Uzun süre çeşitli nedenlerden dolayı
topraklarından göç eden Süryaniler, 2012 yılında söz konusu
topraklarının iadesi için Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.
Dava süreci halen devam ediyor. Konuya ilişkin Mor Evgin Manastırı'nın
avukatı Serhat Karaşin, taraflar arasında uzlaşı çağrısında bulundu.
'Köylülerin adım atması gerekiyor'
Aziz Mor Evgin Manastırı'nın kadim bir tarihinin olduğunu söyleyen
Karaşin "Manastır'ın ciddi bir miktarda toprağına köylüler tarafından el
konulmuş durumdadır. Hukuksal sürecimiz başlamış olmakla beraber kurum
ve kuruluşlar nezdinde çeşitli başvurularımız devam ediyor. Ancak şu
aşamaya kadar bölge halkından gereken bir hassasiyeti görmüş değiliz. Ki
köy halkı da bu arazinin Manastıra ait olduğunu bilmekte ve bunu kabul
etmektedir. Arazinin miktarı geniş ve verimli olduğu için köy halkı da
bunu teslim etmekten kaçmaktadır. Ancak burada kişisel çıkarları bir
kenara bırakıp, bu manastırın binlerce yıllık tarihini, özellikle Kürt
coğrafyamızda geçmişte Süryanilere yapılan hazsızlıklar göz önüne
alınarak, kendi rızalarıyla bir adım atmaları gerekir. Biliyorsunuz
bugünlerde toplumsal bir barıştan bahsediliyor. Geçmişte yaşanlardan
dolayı halen yüreklerinde acılar taşıyan Süryaniler açıdan böylesi bir
sürecin başlayacağını umuyoruz" dedi.
'Belgeler arazinin manastıra ait olduğunu gösteriyor'
Nusaybin Kaymakamlığı ve o bölgeye bakan jandarma komutanlığının 70 ve
80'li yıllarda arazilerin durumuna ilişkin belgeler olduğunu ifade
ederek, "Bu belgelere göre Manastır bu topraklarda hak sahibidir. Tapu
kayıtlarının yapılması üzerinden uzun bir zaman geçmiş; ancak Vakıflar
Kanunu'na göre vakıf mallarının elde edilmesi ve zaman aşımına uğraması
mümkün değildir. Manastır'ın üzerinde bulunduğu toprak vakıf malıdır.
Vakıf malının özel mülkiyete çevirmek mümkün değildir. Davamızın temeli
bu noktadır. Bizim beklentimiz bu noktanın mahkemenin özel mülkiyete
dönüştürülen bu toprakların tekrardan vakıf arazisine çevrilmesidir. En
azından bu toprakların özel mülkiyet statüsünden çıkarılması Mor Evgin
Manastırı için önemli olur" dedi.
'Belgeler toprakların manastıra ait olduğunu ortaya koyuyor'
Karaşin, şunları dile getirdi: "Ailelerin kendi rızalarıyla manastıra
ait toprakları teslim etmeleri önemlidir. Biz bu davranışı ahlaki olarak
da doğru buluyoruz. Elbette bir hukuk süreci işliyor. Biz bu sürecin
olumlu sonuçlanacağından umutluyuz. Elimizdeki deliller bu hususta
tartışma götürmez delilerdir. Çünkü daha 80'li yıllarda bu arazilerin
manastıra ait olduğuna dair kurumların onayı olan belgeler var. Şimdi
bütün bunları hem bölge halkı hem yerel mülki amirler hem de yöneticiler
biliyor. Bütün bunları ortaya koyduğumuzda bu hususu yargıya havale
etmek, doğru bir tavır değildir. Dileğimiz odur ki, yöre halkıyla
Manastır arasında bir an önce bir diyalog süreci başlasın. Biz konuda
çeşitli girişimler başlattık; ancak bir sonuç alamadık. Çok olumlu bir
karşılık bulamadık. Umuyorum bu yönlü bir adım atılır, sorun çözüme
katkı sunar."
Foto: özel - Saima Altunkaya
Mor Evgin Manastırı'nın tarihi ve konumu
Mor Evgin Manastırı'nın tarihi ve konumu
Mor Evgin Manastırı, Bagok Dağı eteklerinden geçmekte olan ticaret
yollarının hemen kuzeyinde kurulmuştur. Özellikle bu yoldan geçen
kervanlara su sağlamakla ve misafirperverliğiyle tanınmaktadır. Kale
görünümünde olan Manastır, Mezopotamya Ovası'na hâkim bir vaziyettedir.
Manastırın bazı yapıları kayalara oyulmuştur. Yapının bazı yerlerinde
Korint sütün ve başlıklarına rastlanılmıştır. Yapının kuzeyinde tavanı
yüksekçe olan ana kilise, doğusunda ise yapının altına basamakla inilen
anıtsal mezar güneyinde ise tuğla örme kubbesiyle şapelli yer alır. Mor
Evgin'in kuzeyindeki ana kilisesinde apsisi doğusunda yer alır. Manastır
Mezopotamya'ya bakan İzlo Dağları üzerinde 4. yüzyıl başlarında
kurulmuştur. Manastırın inşasından sonra bölgeye diğer manastırların da
kurulmasına öncülük etmiştir. 1839'a kadar Nasturiler'in kullanıldığı
Manastır, 1842'den sonra Süryanilerin eline geçmiştir ve en son Süryani
Ortodoks rahip 1974'te kadar da bu manastırda kalmıştır. Sakin ve
huzurlu bir ortam arayan rahipler, çok geniş bir alana yaydıkları
manastırı yüksek duvarlar ve batısında bir yapıyla kurmuşlardır. Ulaşım
olarak önündeki geniş arabalarıyla yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan
sonra ovadan yaklaşık 500 metre yukarıya patikadan yürünerek ulaşılır.
363 yılında Persler Nusaybin'i Romalılardan aldıkları zaman iki ülkenin
sınırı İzlo Dağları'nın zirvesi olmuştu. Manastır Pers İmparatorluğu
tarafında kalınca burada yaşayan rahipler diğer kiliselere gitmek
zorunda kalmışlardır. Etrafı revaklı iç avlu kuzeyinde uzun nefiyle,
Turabdin'deki manastır ve kiliselerine özgü yapı tarzından ayrılan
yüksek tonozlu kiliseye geçilir. Kubbesi tuğla örülü ve dört köşede
mukarnaslıdır. İç avlunun doğusunda Mor Evgin'in 70 öğrencisinden bir
kısmının mezarları vardır. Buranın kuzeyinde ise manastır kurucucusunun
ve akrabalarının yattığı hücre bulunmaktadır. Mor Evgin Manastırı
çevrenin en eski yapıtlarındandır. Mor Evgin'in Hıristiyan azizlerinden
İncil müjdecilerinden olduğu belgelerde yazılıdır. Aynı zamanda manastır
halk arasında "Deyr-Marog" adıyla da anılır.(diha)
hurbakis.net/
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen