Montag, 10. Februar 2014

Hibe edilecek bu Süryani manastırın sahipleri aranıyor

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da çok sayıda manastır ve kilise onyıllardır kendi kaderine terk edilmiş durumdalar. Kilise ve manastırların bir kısmı, bulundukları arazi ile birlikte Hazine’ye intikal ederken, bir kısmı da şahısların üzerine kayıtlı görünüyor. Ancak bugün manastır ve kiliseleri gerçek sahiplerine iade etmek isteyenler de var.
Siirt Gökçebağ beldesinde yaşayan Evin ailesi onlardan biri. Evin ailesinin Siirt’tin 5 km güneyinde olan arazileri üzerinde bir Süryani manastırı bulunuyor: Mor Yakup Hbişoyo Manastırı. Ailenin elinde manastıra ait bir tapu var.

EN ESKİ MANASTIRLARDAN BİRİ

Mor Yakup Hbişoyo en eski Süryani manastırlarından biri olarak biliniyor. Bu manastır 9-12. yüzyıllarda, yani Süryani Rönesansı döneminde, din ve ilim merkezi olarak uluslararası ün kazanmıştı.
Diğer bütün eski manastırlar gibi Mor Yakup Manastırı da çok geniş arazilere ve köylere sahipti. Manastır 1915 yılına kadar Keldani Kilisesinin (Doğu Süryani) kuzey Mezopotamya dini merkezi olarak işliyordu. 1915 yılında manastırda yaşayan son Keldani Metropoliti Mor Ayad Şer öldürülünce manastır boş kaldı, ardından da define avcıları tarafından harabeye çevrildi.


Manastırın tarihinin manastır yakınında bulunan 10 tonluk bir taşın üzerinde yazılı olduğunu söyleyen M. Emin Evin,  “Bu Mor Yakup manastırdır. Bu çevrede yedi kilise var. Buradaki tüm kiliseler bu manastıra bağlıdır. Ninem eskiden bize buranın şehir olduğunu,  pazarı olduğunu,  bir dokuma işletmesinin olduğunu ve gidip buradan alışveriş yaptıklarını anlatırdı" dedi.

ANF'ye konuşan Evin, şöyle devam etti:  "Ferman kararı çıkmadan önce Süryani bir kadın nineme bir kemer altın veriyor.  Dedem nineme bunun haram olduğunu söyleyerek, geri vermesini istiyor.  Ninem de gidip geri veriyor. Katliam fermanı çıkmadan önce burada Hıristiyan mensubu insanlar yaşıyordu. Buranın yıkılması 1920'li yılardan sonra olmuştur. Burası daha önce Siirtli bir Arap’ın elindeydi. Buranın tabusunu Osmanlı döneminde kendi üzerlerine nasıl almışlar bilmiyorum. Buradaki Süryaniler öldürüldükten sonra kendi üzerine almışlar. Hayvanlarımız fazla olduğu için arazi alma ihtiyacı duyduk bizde burayı aldık."

Kürt siyasetinde aktif olarak yer aldığını ve bu yüzden cezaevine girdiğini ifade eden Evin, “11 yıl yattım. Daha önceden bağcılık ve hayvancılık yapıyordum ama cezaevine girdikten sonra bu işlerim dağıldı" diye ekledi.

Manastırı korumak için elerinden gelen çabayı sarf etiklerini belirten Evin, "Mardin’deki Süryanilere ulaştım, ‘Kiliseyi yıkılmaktan kurtaralım’ dedim. Daha sonra ne olduysa gelemediler" ifadelerini kullandı.


2ÖZEL HAREKATÇI ŞAHİN'DEN İŞKENCE GÖRDÜM'

1993yılının başlarında başında Siirt Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürü İbrahim Şahin’in adamlarının kendisini tehdit ettiği söyleyen Evin, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “İşkence yaptılar. Kiliseyi kendilerine hibe etmem için tugay komutanı ve Şahin’in ekibi beni ölümle tehdit etti. Orda benimle beraber olan arkadaşım işkenceden öldü. Ne yaptıysalar vermedim.

Amaçları kilise etrafında define aramaktı. Süryanilere ait olan bu manastırı yıkmaktı. Gerekçe olarak PKK'nin burayı sığınak olarak kullanmasını gösteriyorlardı. Detektörlerle define aramaya çalışan da çok oldu, yakaladık. Arazi civarında çok fazla mağara da var, her biri 500 metrekareye yakın bir büyüklükte; hayvanlarımızı oralarda besliyorduk. Şahin ve adamları buradan çok tarihi eser götürdü. Mağaralarda azizleri temsil eden kabartmalar vardı, bu mağaralarda bunları kopartıp götürdüler."

'SAHİPLERİ GELSİN, HİBE EDECEĞİM'

Manastırı sahiplerine hibe edeceğini belirten Evin şu çağrıyı yaptı: “Biz bu Kilisenin yok olmasını istemiyoruz. Tadilat edecek bir gücüm yok. Burası dünyanın bir tarihidir.

Ben buradan tüm Ermeni, Süryani ve dünyada ki halkalara çağrı yapıyorum özelikle Mor Yakup Manastırı'nın tarihi mirasçılarına çağrı yapıyorum. Dünyanın neresinde olursa olsunlar gelsinler manastırı kendilerine hibe edeceğim. Burası onların atalarının. Burada onların tarihi yatıyor. Bugüne kadar tüm kendi kısık imkânlarımızla sahip çıktık. Bu saatten sonra tadilat edecek durumum yok. Burada tüm Ermeni ve Süryani halkına çağrı yapıyorum: gelsinler bu manastırı onlara hibe edeceğim, yeterki bu manastır yıkılmasın, bu tarih yok olmasın.”

FIRAT NEWS: ajansafirat.net

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen