Dienstag, 31. Mai 2011

SÜRYANİ ÇALIŞMALARI SEMPOZYUMU

ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR OMAY: ''ÇOK DEĞİL, MESELA BUNDAN ON YIL ÖNCE, ÜLKEMİZDE BUNLARI KONUŞMAK VE HAYATA GEÇİRMEK EPEYCE ZORDU''


Mardin'de ''Kültür, Dil ve İnanç: Bir Köprü Olarak Süryani Çalışmaları'' sempozyumu düzenlendi.

Mardin Artuklu üniversitesi (MAÜ), Avusturya Büyükelçiliği ve PRO-ORIENTE Vakfınca Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen ''Kültür, Dil ve İnanç: Bir Köprü Olarak Süryani Çalışmaları'' sempozyumunun açılışında konuşan Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Heide Maria Gürer, MAÜ'nün Türkiye'de Süryani araştırmalarını başlatan ilk üniversite olduğunu, emeği geçenlere teşekkür ettiklerini söyledi.

İlk Süryani kapsamlı İncili'ni 1555 yılında bin kopya olmak üzere Viyana'da bastırıldığını, ayrıca Süryanilerin kutsal kitabının da Avusturya kütüphanesinde bulunduğunu ifade eden Gürer, ''Bu seminer aynı zamanda Avusturya'nın farklı kültürler, mezhepler, halklar ve dinler arasındaki diyalog çabalarının bir göstergesidir. Antakya ve Suriye bölgesinden Avusturya'ya göç yaşandı. Henüz kısa bir süre önce Hatay'da sadece Rum Ortodoksların yaşadığı bir köyü ziyaret ettim. Sadece bu köyden toplam 46 aile Avusturya'ya göç etmişlerdir. Avusturya eskiden beri dinlerin birbirleri ile kaynaştığı bir merkez olmuştur. Avusturya okullarında aynı zamanda İslam dini dersleri de sunulmaktadır. İslam cemaatlerinin kendilerine ait eğitim kurumları bulunmaktadır'' dedi.

REKTÖR OMAY

MAÜ Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ise konuşmasına Süryanice selamlamayla başladı. Omay, bugünün çok önemli olduğunu, Mardin'de önemli bir akademik toplantıya ev sahipliği yaptıklarını söyledi.

''Ortadoğu'daki komşularımızla aramızdaki sınırların kültürel anlamda bizi tehdit etmediğini haykırdığımız, önemli bir buluşmayı daha gerçekleştiriyoruz'' diyen Omay, Mezopotamya topraklarının, Turabdin'in en kadim, en medeni toplumlarından biri olan Süryanilerin, dünya medeniyetine katkılarını konuşacakları ilmi bir mecliste olduklarını anlattı.

Omay, 5 bin yıllık bir geçmişe ve Hz. İsa'nın ilk müminlerinden olma şerefini taşıyan Süryanilerin, bu köklü ve zengin geçmişleriyle, insanlık tarihine ve onun muazzez bir unsuru olan İslam medeniyetine, Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasına büyük katkıları olduğunu belirterek, şöyle konuştu. ''Süryani kültürü ve medeniyetinin katkıları konusunda aklıma ilk gelen, bu topraklarda, tarihin ilk üniversitesini kurmuş olmalarıdır. Nusaybinli Mor Yakup ve onu öğrencisi Mor Afrem'in çabaları bu anlamda çok mühimdir. Yine Süryanilerin ortaya koyduğu tercüme faaliyetleri, bütün dünyaya ilmin ve irfanın nurunu yaymıştır. Yunan felsefesinin İslam dünyasına aktarılmasında, büyük bir pay sahibi olan Süryaniler'in felsefi eserleri Arapça'ya ve Süryanice'ye çeviri hareketi hatırlanması gereken çok önemli hususlardandır. Üniversitemizin de, Süryani dili ve kültürünün tetkiki için attığı önemli adımlar var. Ortadoğu'daki dillerin, toplumların ve kültürlerin tetkiki, Üniversitemizin başlıca ilgi alanlarından olmuştur. Bu kapsamda, Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü çatışı altında bu kültürün araştırılması için, bir mastır programı açma çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca kurmayı düşündüğümüz teoloji fakültesinde, ülkemizdeki ilahiyat fakültelerinden farklı bir yaklaşımla araştırma çalışmaları yapacağız. İtiraf etmek gerekir ki, çok değil, mesela bundan on yıl önce, ülkemizde bunları konuşmak ve hayata geçirmek epeyce zordu. İlmi hürriyet anlamında, üniversitelerimiz de, ülkemizdeki demokratikleşme ve şeffaflaşma rüzgarından nasibini alıyor.''

FİLÜKSİNOS SALİBA ÖZMEN

Mardin ve Diyarbakır Metropoliti Mor Filüksinos Saliba Özmen, sempozyumumun Mardin’e yapılamasının kendilerini çok sevindirdiğini ifade etti. Mardin ve Diyarbakır Metropoliti Mor Filüksinos Saliba Özmen de, sempozyumun Mardin'e yapılamasına çok sevindiklerini belirterek, ''Mardinli Muşe (Musa) bizim için çok önemli bir şahsiyettir. Mardinli Muşe'nin hayat hikayesini, çalışmalarını burada Mardin'de ana vatanda irdelenmesi, konuşulması tozlu raflardan indirilmesi benim için büyük bir onur ve mutluluktur'' dedi.

PRO-ORIENTE Vakıf Başkanı Dr.Johann Marte ise Mardin'in kültür miras enginliğinin kendilerini çok etkilediğini, sempozyum dinler arsındaki zenginleştirici diyaloğunu vurguladığını belirtti.

Mardinli Musa'nın el yazması kitabının dijital çalışmasını Milli Kütüphanelerinin internet sayfasından ücretsiz indirilebileceğini bildiren Marte, '' Mardinli Musa bu ilk basım olan Süryani kitabın basımını o zamanki Roma İmparatoru 1. Ferdinand'a ithaf etmiştir'' diye konuştu.

AK Parti Mardin Milletvekili Adayı Muammer Güler de, Mardin'de farklı bir yapının olduğunu, Süryaniler ile sütkardeşliğinin bile yaşandığını kaydederek, bazı kesimlerin aradaki kardeşliği bozmayı istediğini buna dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Açılış konuşmaların ardından Filüksinos Saliba Özmen’in yönettiği "İncil" oturumuna geçildi. Oturumda Assist.Prof. Aho Shemunkasho ve Prof. Dr. Abdul Massih Saadı tebliğler sundu. Assist.Prof. Aho Shemunkasho "Mardin'li Musa ve Avrupa'da Süryanice Çalışmaların katkısı" konulu yaptığı sunumda " Mardin'i Musa'ya ve Avrupa'da Süryanice Çalışmalarının başlangıcında oynadığı önemli röle odaklanmadan önce, kısaca 15. ve 16. yüzyılın tarihsel ortamına değinmek istiyorum. Mardinli Musa, Osmanlı imparatorluğu’nun bölgesel, ekonomik ve kültürel açıdan yükselişe geçtiği 16. Yüzyılda yaşadı. Patrik, Musa'yı Avrupa'ya gönderme kararı aldı, ne de olsa o bilge bir din adamıydı. Musa, Qaluq köyünde doğmuştu. Girişte yer alan alıntıdan öğrendiğimiz üzere, kendisini Mardin şehrinin hemen yanındaki Sawro (Savur) bölgesinden Beth Nahrin'li (Mezopotamya) rahip isaac'ın oğlu olarak tanımlamaktadır. Annesinin adı Heleni idi. Üç kardeşi vardı: rahip Barsaumo, Shem'un, ve YeshiT. Musa 8 yaşında iken, bir yılan tarafından ısırıldı, bunun sonucunda işaret parmağını ve sağ elindeki üçüncü parmağının tam kullanımını kaybetti. Yine de birkaç el yazmasını kaleme almayı başarabilmişti.Avrupa'ya gelirsek, Musa Süryani toplulukları için Süryanice Kapsamlı İncil bastırmakla sadece görevini yerine getirmekle kalmamış, aynı zamanda Kutsal Kitap'ın aslını soran hümanistlerden doğan boşluğu da doldurmuştur. Hümanizm akımıyla, batılı alimler antik metinleri orijinal dillerinde çalışmayı talep etmişlerdir. Kutsal Kitap'a gelince, ibranice ve Yunanca öğrendiler ve Mardinli Musa döneminde Süryanice öğrenmeye başladılar, çünkü Süryanice bir Arami dili İsa’nın dili olarak görülmektedir."

Sempozyuma Avusturya Büyükelçisi Heide Maria Gürer, MAÜ Rektör Prof.Dr. Serdar Bedii Omay, PRO-ORIENTE vakıf Başkanı Dr.Johann Marte, İstanbul Eski Valisi Ak parti Mardin milletvekili adayı Muammer Güler, Mardin ve Diyarbakır Metropoliti Mor Filüksinos Saliba Özmen, Mardin AÜ ve Avusturya Slazburg üniversitenden öğretim üyeleri ve Mardin ile bölgedeki Süryani dini liderleri katıldı.

Sempozyumun arından Gazeteci Adnan Avuka’nın ceylan derisi ve Altınsu ile 12. asırda meydana getirilen İncil’in fotoğraflarının yer aldığı " hoşgörü ve Mardin" sergisinin açılışı yapıldı. Katılımcılar sergiyi gezerek Avuka’dan bilgi aldı.

habermardin.com / 30.05.2011

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen