Bu gün, İsa Mesih'in doğuşu ve tüm Ortodoks ve Katolik âleminin Noel bayramıdır. Bu ülkenin kadim halkları olan Ermenilerin, Süryanilerin, Rumların bayramıdır. Aynı zamanda Ermeni halkının yeni yılı ve Surp Dzinunt yortusu, Süryanilerin Yaldo bayramıdır. Başta ülkemizde İslam dışında kalan bütün inançların ( Hıristiyan, Alevi, Ezidi, Dürzi v.b gibi) bayramları da, resmi bayram tatili oluncaya kadar bayram gelmiş neyime diyorum. Keşke bayramları bayram tadında yaşayabilsek... Mezopotamya ve Orta doğu coğrafyasında yaşatılan onca acı karşısında neredeyse insani bir duygu olan sevinçlerimizi bile yitirdik. Yaklaşık 1 hafta evvel 17.12.2013’de Özg&u uml;r Gündem gazetesinde yer alan bir habere göre Adıyaman metropoliti Melke Ürek Ölümle tehdit edilmiştir. Zihniyet; bu topraklarda barışa, dostluğa, özgürlüğe, eşitliğe evrilmediği sürece daha kaç Süryani ruhani tehdit edilecek Kim bilir?
Ne
yazık ki, böylesi acı haberler ne ilktir, ne de son olacak bu gidişle.
Ve inanıyorum ki tüm Süryani metropolitler, rahipler, papazlar ve
ruhaniler bu ülkede ölüm
tehditleri altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Süryani halkı ve tüm
azınlıklar anayurtlarında ve yaşadıkları orta doğu coğrafyasında
maalesef ki bu acı kaderi 100 yıldır birlikte paylaşıyorlar. Bu ülkenin
asli unsurları eşit yurttaşlık haklarından yararlanmadığı
sürece, tüm bu halklar güvercin ürkekliğinde yaşamaya devam edecektir.
Bunun için öncelikle yasalar ve kafalar değişmeli. Demokratik yasalar
yapılmalı ve bu ülkenin yerli halklarını kucaklayıcı, kapsamlı bir anaya
sa olmalı.
Geçtiğimiz
22 Nisan 2013'de Türkiye-Suriye sınırında kaçırılan Antakya Ortodoks
Patrikhanesi Halep Metropoliti Pavlus Yazıcı ile Halep Süryani Ortodoks
Metropoliti Yuhanna
İbrahim 257 (8 ay ) gündür hala kayıp. Agos'da 5 Aralık'ta çıkan bir
habere göre çoktan bu iki metropolit Kafkas kökenli Ebu Banat tarafından
katledilmiştir. (Ebu Banat; Özellikle Suriye’de kafa kesme
görüntüleriyle dünyaca tanınan biridir. Namı diğer adı Magomed
Abdurrahmanov’dur. TC’nin bu konuyla ilgili doğru söylememesi yani
tutukladıkları
halde sınır dışı ettik demesini anlamış değilim. Süryani temsilcilerine
ve kamuoyuna sınır dışı ettik diye açıklama yapan hükümet yetkilileri,
gerçekte ‘’ Türkiye’de tutuklu bulunan Ebu Banat için, dosya numarası
mevcut olup, bu dosyaya Hukukçular pekâlâ bakabilir)
Bu konuyla ilgili baştan beri benimde inancım o dur ki, her iki metropolit çoktan öldürüldü.
TC'nin,
metropolitlerle ilgili basın yoluyla yaptığı açıklamalarında her iki
metropolitin yerlerini bildiklerini söylemelerinin üzerinden aylar
geçmesine rağmen henüz
ses, seda yok... Kitle iletişim araçlarında bir yığın komplo teorileri
uçuşuyor. İnandığım bir tez var ki, bu metropolitler sağ olsaydı bu güne
kadar çoktan ortaya çıkardı. TC. Ne amaçla bu olayı unutturmaya
çalışıyor bilinmez? Çünkü Yuhanna İbrahim, Orta doğuda
barışın sesiydi ve barışa, Suriye’de İslami terör örgütleri tarafından
kurşun sıkıldı. Barışa kurşun sıkanlara inat unutmayacağız.
Bu
gerçekdışı beyanlarla olayı unutturmaya çalışan bir ülkeye, bizlerin
cevabı bellidir. Ne kaçırılan metropolitleri unutacağız ne de
3.12.2012'de Suriye/Şam'ın kuzeyindeki
tarihi Hıristiyan köyü Malula'ya girerek cihadcılar tarafından kaçırılan
12 rahibeyi unutmayacağız/ unutturamayacaklar. Biliyoruz ki, Unutmak
ihanettir.
Kaçırılan
12 rahibeyle ilgili 2-3 gün sonra kamuoyuna servis edilen bir klipin
kaynağına bakarsanız, Anadolu ajansı olduğunu göreceksiniz. Anadolu
ajansı kime hizmet
eder herkesin malumu. 12 Rahibenin çığlığına üç maymunu oynayan
Türkiyeli ve dünya kadınları neredesiniz? Uluslar arası kadın örgütleri
neredesiniz? Çok ilginçtir rahibelerin kaçırılması olayı ile ilgili bu
güne kadar, hiçbir kadın örgütü girişimde bulunmadı.
Hatırlıyorum geçtiğimiz yıllarda, İran’daki idamlarda Zenobia adında
genç bir hukukçu kadın idam edilmesin, şeriat yasalarına göre Arap
ülkelerinde kadınlar recm edilme sin diye imza kampanyalarına destek
veren, biz Türkiyeli kadınlar, söz konusu rahibeler
olunca niye bu suskunluk? Niyedir deve kuşu misali kafalarımızı kuma
gömmek. Biliyor musunuz? Suriye’de bir Arap ülkesidir. İki olayda ortak
olan tek şey kamuoyuna; kaçırılanların sağ-salim oldukları mesajının
verilmesidir. Amaç, zamana yayıp olayı soğutmak
en nihayetinde unutturmak mıdır?
Durun,
durun… 1915 bitmedi henüz. 4 ayrı parçada devam ediyor. Özellikle son 2
yıldır Suriye’de tam gaz soykırım devam ediyor. Dün yine Suriye’de
23.12.2013 ‘de, Alalam
Gazetesi’nin haberine göre Daraa’da bir kiliseye yapılan havan topu
saldırısı sonucunda, üçü çocuk olmak üzere toplam 12 kişi öldü. Kalemim
soykırım yaşayan halklara yapılan acıları/haksızlıkları yazmaktan
tükendi, onlar tükenmedi yok etmekte.
Ne
yazık ki, Süryani halkı bayram gününde bile yüreklerini dağlayan iki
ayrı acı yaşıyor. Paylarına hep acı, hep gözyaşı düştü 1400 yıldır.
Acıyacak/ kanatacak yerleri
kaldı mı bilinmez. Suriye’deki savaşın bedelini en ağır ödeyenler
Hıristiyanlar ve Alevilerdir. Süryani halkı ise cemaat liderleri ve 12
rahibenin kaçırılmasıyla daha da ağır bedel ödemiştir. Vatikan’da
Papa’nın bile rahibelerle ilgili çağrıda bulunması, can
ve namus güvenlikleri olmadığından olsa gerek. Suriye’de Hıristiyan
kadınların başına gelenlerden pek farklı değil, Türkiye’ye sığınmacı
olarak gelen kadınların durumları. Suriye’den savaştan kaçıp, mülteci
olarak Türkiye’ye gelen özellikle İstanbul’da fuhuş
sektöründe, 15-16 yaşındaki kız çocukların etlerinin pazarlandığı bir
ülkede utançlı yaşıyoruz bizler. Hırsızlığın ve yolsuzluğun pirim
yaptığı ülkemizde körpecik bedenlerin kirletilerek, elde edilen gelir
ayakkabı kutularına milyon dolar olarak giriyor.
Ey
büyük insanlık neredesiniz? Neredesiniz Türkiye’nin vicdanlı insanları?
12 Rahibe şahsında Süryani halkının kalbine ateş düştü görmüyor
musunuz? Ve yarın Noel bayramı.
Bayramlarını kutlayacaklar, kutlayabilirlerse yürekleri buruk… Bu gün
sosyal medyada Sayın Abdullah Gül’ün ülkedeki kadim Hıristiyanların Noel
bayramını kutlama haberleri yayınlanıyor habire. Bayramlarını kutlamak
değildir asolan parlamentoda büyük bir sandalyeye
sahip iktidarınız, yasal bir değişiklik yapıp kadim Hıristiyanların
bayramlarında resmi tatil ilan etsin. Samimiyet ancak böyle olur.
GEL KARDEŞİM BİR KEZ OLSUN YÜREĞİNİ YATIR, YÜREĞİME ....
Anadolu
denilen coğrafyada Sünni Türk olmayanlar yine ağlıyor, bir bayram
gününde. Dört ayrı parçada 4 ayrı zulüm yaşayan nar tanelerine, insanlık
adına el uzatalım
hep birlikte. Ne 22 Nisan 2013’de kaçırılan metropolitleri Ne
3.12.2013’de Suriye/Şam’da Cihatçı örgütler tarafından kaçırılan 12
rahibeyi Ne Adıyaman metropoliti Melke Ürek’e yapılan ölüm tehditlerini
unutmayalım.
Yıllardır bayram kutlamayan biri olarak, hep birlikte barış ve sevgi içersinde kutlayacağımız nice bayramlara...
ZEYNEP TOZDUMAN
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen